Reklam
  • Reklam
  • Reklam
İKİNCİ BÖLÜM . HERKESİN TARİHÇİ KESİLDİĞİ BİR ORTAMDA...
Reklam
Ercan Cokbankir

Ercan Cokbankir

Pomak Tarih

İKİNCİ BÖLÜM . HERKESİN TARİHÇİ KESİLDİĞİ BİR ORTAMDA BENDE BİRŞEYLER YAZMAK İSTEDİM

20 Ekim 2014 - 23:37 - Güncelleme: 21 Ekim 2014 - 11:03

BALKAN VE ANADOLU TARİHİNDE BİLGİ SAHİBİ OLMAK İSTEYENLERE SUNARIM.

İskit Göçleri, İskitliler üzerine derin araştırmaları olan Prof. Dr. Taner Tarhan ve Dr. İlhami Durmuş, tarihte miladi yıllar ile Orta Avrupa ve Anadolu’da göreceğimiz Hunlar ise İskitlilerden sonra bölgeye göç eden kavimlerdendir. Hunlardan sonra bölgeye yine Avarlar göç edecektir. Macar, Rus araştırmacıları yanında pek çok araştırmacı İskitleri onların atası olarak görecektir. Bu göçler, Orta Asya’da, meydana gelen ve uzun süren bir kuraklık ve kıtlık devresiyle bağlantılıdır. Çin kaynaklarına göre doğu bozkırlarında yaşayan Hiung-Nu (Hun) kabilelerinin Çin’in kuzeybatı sınırlarına doğru göçlerine neden olur. M.Ö. IX. yüzyılın sonu ile M.Ö. VIII. yüzyılın başlarına ait Çin kaynakları imparator Suan’ın bunları püskürterek, batıya yönelttiklerini nakletmektedir. Demek ki İskitleri, batıya Kimmerler üzerine iten ana neden Hiung-Nuların (Hun) bu hareketleridir.(Bakınız. Balkan Türklerinin Kökleri, E.Çokbankir) Çin kaynakları, yakın çevresinde bulunan komşuları hakkında bilgiler verir. Bu kaynaklardan birisi Shih-Chi’dir. Burada eski devirlerden M.Ö 120 yılına kadar cereyan eden olaylara ve komşu kavimlerden bahsedilmiştir. Diğer kaynak ise Han-Shu’dur. M.Ö 206 yıllarından M.S 20 yılına kadar olan olaylara yer vermiştir. Bu kaynaklardan Han-Shu’da konumuz olan İskitlerin doğu grubundan Sai olarak bahsedilir. Bu bilgilerin M.Ö 206- M.S 20 yılları arasını kapsadığı düşünülürse İskitlerin yalnız Orta Asya’daki İskitlerden bahsedildiğini görürüz. Çin kaynakları Kafkaslar, Anadolu ve Balkanlara yerleşmiş İskitlerden pek bahsetmezler
Ksenophon ve Strabon daha önceleride belirttiğimiz gibi Anadolu İskitlerinden bahseder. Pers kaynakları “SakaTiay Para Daray” olarak geçen toplumun Grek kaynaklarındaki İskitleri olduğu tartışılmaz olduğunu kaydeder. İskitleri üç Saka toplumundan biri olarak kabul etmişlerdir. Pers kaynaklarında “Saka Tiay Para Daray” yani “Qui Trans Mare Habitant” ın Sakalarla aynı olduğunu bariz olarak kabul ettiklerini kaydederler. Yine bu kaynaklar da geçen Sus şehri ve çevresinden toplanan tuğlalar üzerine yazılmış çivi yazılı metinlerde Türkçe ile olan ilgisi, Sakaların Türk soylu olduğu tezini kabul ettirir.
Kimmer ve İskitlilerin Anadolu’daki izlerini; Herodot’un Historica adlı kitaplarında da İskitlerin göçleriyle ilgili ayrıntılı bilgileri bulmak mümkündür. Kafkas geçitlerini aşan Kimmer göç dalgaları (Doğu Göç Kolu), yeni bir yurt edinmek amacıyla, Doğu Anadolu’daki Urartu Devleti’nin kuzey sınırlarından başlayarak, Anadolu topraklarını istila etmeye başlarlar. Arkeolog Prof. Dr. Kurt Bittel bu konuda aynen şu yorumu yapmaktadır: "Kimmerler’in Anadolu’yu istilası, kuvvetli bir ihtimalle, Orta Asya’dan kaynaklanmış olan büyük bir göç hareketinin yan kolunu teşkil etmektedir. Bu hareket, hiçbir zaman bir soygun seferi şeklinde değil, aksine, bütün bir halkın mal ve mülkleriyle beraber yaptıkları bir göç olarak nitelendirilebilir. Bunu bu bakımdan, M.Ö. 13. yüzyıldaki "Deniz Kavimleri”nin hareketleri ile karşılaştırabiliriz.”
Kimmerler, Kafkasya’daki Gerusin/Portae Sarmaticae/Daryal ve Osset Geçidini, Hazar Denizi kıyılarını takiben Derbent- Demirkapı geçidi üzerinden Azerbaycan ve İran’daki Medya topraklarına ulaşmışlardı. Çağdaş Asur çivi yazılı kaynaklarında da bu olaylar hakkında ayrıntılı bilgilere rastlarız. (Ön Asya Dünyasında İlk Türkler:
Kimmerler Ve İskitler Prof. Dr. M. Taner TARHAN)
Din, İskit ve Kimmer boylarında çok önemli idi. Onlar yer ve gök tanrısına taparlardı. İlginçtir, bu konu üzerinde araştırma yapanların dikkatine sunmak isterim; Yunan Panteonunda ki tanrılar, İskitli Agathisos, Herakles’in oğludur. İskitli Api toprak tanrısıdır, bereketi temsil eder. İskitli Argimpasa, İskitlilerin göksel Afroditidir. Gelenos, İskit dilinde ve İskit panteonunda Heraklesin diğer oğludur. İskitli Apollon da, Oitosyros’dur. İskit panteonunda Posedion da Thagimassadoas’tır. İskitleri iyi tanımak için İran tarihini de bilmekte yarar vardır. Bu konunun araştırmacılar tarafından iyi irdelenmesi gerektiği kanısındayım. Bu yüzden Türk milletinin manevi kültürünün en üstün başarısı, insanların putperestlikten çabuk uzaklaşmalarıyla olmuştur. Onlar, Tengri’ye daima farklı hitap ettiler: Bog (Bogda veya Boje) Hoday (veya Koday), Alla (veya Ollo), Gospadi (veya (Gozbadi).Çok ilginçtir, Biya ve Katun, Türkçe’den çeviride “gaspodin-bay” ve “gaspoja-bayan”, Ob ise “babuşka-nine” anlamına geliyor... Dağların, ırmakların, göllerin isimlerinden millet ve onun geçmişi hakkında bilgi edinmek de mümkündür. Günümüz Bulgarcasında çok kullanılan Gospadin kelimesinin etimolojisinde bu çağlarda Türklerin kullandığı bir kelime olarak karşımıza çıkar. O yıllarda kelimenin ilahi bir anlamı varmış. “Gospadi” sözü pek nadir kullanılır. O kelime sadece din adamları tarafından telaffuz edilirdi. O, kelimesi kelimesine “gözü açan” veya “göze ışık veren” manasına geliyormuş. Bu, Tengri’ye en yüce, en mahrem hitap olarak kullanılmış. Ruhen temiz dindar kişi, onu söyleyerek, hadiselerin görünür yüzünün gerisinde yatan şeyi anlamak için doğru yola iletmesini niyaz ederdi. Prof.Dr. Fahri Unan Orta Asya Türk dilinde bu kelimelerin çok kullanıldığını kaydeder.
Herodot (IV. 71-73) tüm ayrıntılarıyla anlatılan İskitlerin ölü gömme adetleri ve kurganlarının yanı sıra, önemli kişilerin mumyalama geleneklerinin de devamı dikkat çekicidir. Daha sonraki yıllarda Hanları, hakanları, hatunları ve uluları mumyalama, İskitlerde olduğu gibi, hemen hemen tüm Türk Dünyasında Hunlarda, Göktürklerde süregelmiş özellikle İslamiyetten sonra da Anadolu Selçukluları’nda devam etmiştir. Rodop Pomaklarının yüz boyama ritüelleri bunun en güzel örnekleri olarak gösterilebilir. Bu kültürü Rodoplarda bazı yerleşimlerde örneğin Ribnova’da hala görebiliriz.
O çağlarda egemenlik kurmuş, Asurlular Kimmerler’i "Gimirrai”, İskitleri "İskuza/Asquzai” olarak adlandırmıştır. Urartu’larsa Kimmer ve İskitleri "İşqigulu” adıyla tanımlamaktadırlar. Grek kaynaklarında "Skyt”, Pers’çe gibi doğu dillerinde ise "Sak”; ya da başka örneklerde olduğu gibi "Saka”, "Caha” gibi adlarla tanınırlar. Bu bilgiler daha sonra Kutsal Kitaplara yansımıştır: Anadolu’ya Kuzeyden gelen diğer toplumlarla birlikte adları geçmektedir ve bunlar Nuh Peygamberin oğlu Yafes’ten türemişlerdir (Ahdi Atik/Tevrat, Genesis 10; Ezekiel 38,6: "Gomer”=Kimmer; "Askenaz”=İskit). Bunlarla ilgili olarak -İslamî ve İran tesirli- Türk mitoslarındaki (=Oğuz-nameler ve Han-name) "Gog-Magog” ve "Ye’cüc-Me’cüc” hakkındaki ilginç yorumları ve bilgileri Zeki Velidi Togan ve Bahaeddin Ögel’in eserlerinde topluca bulmak mümkündür.
Taner Tarhan’a göre, Gümüşhacıköy’ün daha önceki bir adının da "Kımerî” oluşu çok anlamlı ve dikkat çekicidir. Antik Kaynaklara göre, Miletos’un(Milet)Karadeniz sahillerindeki güçlü bir kolonisi olan Sinope (Sinop) tahrip edilir, "Oikist/Kurucu” Abrondas öldürülür ve Yunanlı kolonistler geçici bir süre için yarımadadan sürülürler ve bazı Kimmer boyları bu yörede yerleşir. Antik Grek ve Roma/Latin kaynaklarında Sinop’un doğusundaki "Themiskyra” bölgesi, başka bir deyişle de Amisos’un (Samsun) doğusunda uzanan Thermodon/Terme çayı havzası ve dolayları Amazonların yaşadıkları topraklar olarak gösterilir. Birçok kaynak Amazonları İzmir kentinin kurucuları olarak kabul eder. At üzerinde savaşan Kimmer ve İskit kadınları ve kızları yani Amazonlar, Anadolu’da ve Kafkasya’da nerede bir Kimmer ya da İskit göçü ya da istilası varsa, orada muhakkak bir Amazonlar Efsanesi ve öyküsü vardır.
Kimmerler Karadeniz bölgesinde, doğuda Trapezus’a/Trabzon, batıdaysa Herakleia Pontika’ya (Karadeniz Ereğlisi) kadar yayılırlar: Trabzon yakınındaki Ağırmış Dağ’ın antik çağda Kimmerius Dağı adını taşıması da ilginç bir kanıttır. Günümüzde Karadeniz yerleşimlerinin tarihini incelediğimizde Kimmer ve İskit halklarına rastlarız. Son yıllarda Anadolu yerleşimlerinde güzel bir çalışma başlatıldı. Her kent geçmişte o kentte yaşamış halkları araştırıyorlar. İşte bu çalışmalar içinde Karadeniz’deki kentlerin tarihinde Kimmer ve İskitlilerin izlerine sık-sık rastlıyoruz.

/


Ünlü "François Vazosu” üzerinde "Mariandynoi” kabilesinin atası "Heros Kimmerios” ok atan tipik bir bozkır savaşçısı şeklinde resmedilmiştir. Bu figürün yanındaki ünlü "Toxamis” de, aynı kıyafetle ok atmaktadır. Toxamis adının -en yakın olarak- "Toktamış” adıyla çağrışım yaptırdığını ifade etmek isteriz. Kimmerlerin Karadeniz bölgesinde yayılması bu yöredeki bazı küçük yerleşim gruplarını etkilemiş, bu toplumlar, daha gerilere, dağlık bölgelere çekilmek zorunda kaldıklarını Prof. Dr.M.T. Tarhan yazar.
Kimmerlerin batı göç kolunu Prof.Dr. Tamer Tarhan, Trako-Kimmerler ile olarak gösterir. Güney Rusya bozkırlarından İskitler tarafından sürülmeye devam edilen Kimmerlerin Batı Göç Kolu Avrupa içlerine kadar yayılır. Orta Avrupa’daki bunlarla ilgili arkeolojik malzeme -bazı batılı bilginlerce- Trako-Kimmer buluntuları adı altında tanımlanmaktadır. Akabinde İskitlerin Macaristan ovalarını da istila etmeleriyle, takriben M.Ö. 500 yılı dolaylarında politik güç olarak, tarih sahnesinden silinirler.
İskitlerin Tuna bölgesine sarkmaları Kimmerleri yeniden göçe zorlamıştır. Herodot, M.Ö. VII. yüzyılın ortalarında aynı baskıya maruz kalan -Trak boylarıyla birlikte boğazları geçerek, Anadolu topraklarına girdiklerini kaydeder. Bu yeni göç dalgaları güneye İonya bölgesine yönelmeden önce Çanakkale’de Nara Burnu üzerindeki Abydos kenti kuşatılır, bu arada da Edremit Körfezindeki Antandros ele geçirilir. Bazı antik kaynaklara göre Kimmerler orada uzun süre yaşamışlardır ve bu nedenle de bu şehir antik çağda uzun bir süre "Kimmeris” adıyla anılmıştır.

Bizi  Facede sosyal Medyada Takip edin.Pomaklar hakkinda her seyden an itibari ile  Haberiniz olsun

Bu yazı 2633 defa okunmuştur .