TANIYALIM - TANITALIM
15. yüzyılın başından itibaren ise, Celali kalkışması sırasında, Anadolu´nun çeşitli bölgelerinden kaçanlar Bursa´ya yerleşmiştir. Bu göçler öylesine çok olmuştur ki, 1530-1573 yılları arasında Bursa´da nüfus iki katına çıkmıştır.
1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı sonunda Bursa, işgal altında kalan Rumeli ve Kafkasya´daki Müslüman göçmenlerinin akınına uğradı. Halk arasında "93 Göçmenleri" olarak adlandırılan bu göçmenlerin en büyük bölümü, Hüdavendigar Eyaletine yerleştirilmiştir. Bu tarihte sadece Rusçuk´tan 30 bin göçmen Bursa´ya gelmişti. Kazan´dan gelenler Mollaarap´a, Kırım´ dan gelenler Alacahırka ve Yeni Mahalle´ye, Kafkasya´dan gelenler Yıldırım´a yerleştirilmişti..
93 Göçmeni köylerinin hemen tümü dağlarda kurulmuştur. Ahmet Vefik Paşa tarafından yerleştirilen Rumeli göçmenlerinden 3.857 kişi kent içine, 11.591 kişi ise ilçe ve köylere yerleştirilmişti. 1886 tarihine kadar Bursa´ya gelen göçmen sayısının 60.254 kişiyi bulduğu bilinmektedir.
1880´li yıllarda başlayan bu toplu göçler sonunda Bursa merkez ilçede 18 yeni köy, 15 de yeni mahalle kurulmuştu. Gemlik´te 12 yeni köy, İnegöl´de de 32 yeni köy, üç de yeni mahalle kurulmuştu.
1912 yılındaki Balkan Savaşı sonrasında da, işgal altında kalan bölgelerdeki Türklerin büyük bölümü Bursa´ya göçmüştür. Ancak Balkan Savaşı´nda gelenlerin iskânı yapılmadan savaş çıktığı için bu göçmenler yerleştirilmemiş, ancak 1924 Mübadele Göçmenleri ile birlikte iskân edilmişlerdir.
Kurtuluş Savaşı sonunda ise Bursa´yı terk eden Ermeni ve Rumların yerine, Yunanistan´dan getirilen ve halk arasında "Mübadele" (değişim) göçmeni olarak anılan göçmenler yerleştirilmiştir. Yunanistan ile yapılan antlaşma gereği Bursa´ya, Yunanistan´dan gelen göçmenlerin dışında, evleri yanan veya yerlerini terk etmek zorunda kalanlar da iskân edilmiştir. Bu dönemde Bursa´ya toplam 39.808 göçmen yerleştirildiği görülmektedir.
Görüldüğü gibi bu göçmenlere, 1880´li yıllarda gelen 93 göçmenlerini de eklerseniz, neden; ´Bursa bir göçmen kentidir´ dediğimizi daha iyi anlayabilirsiniz.
Bursa, 1950´lerin başlarından itibaren, başta Bulgaristan olmak üzere Balkanlardan göç etmek zorunda bırakılan Türklerin en fazla tercih ettikleri il olmuştur. 1951 göçünde Türkiye´ye gelenlerin yaklaşık 154.000, 1968´de gelenlerin yaklaşık 115.000, 1989´daki zorunlu göçle gelenlerin sayısının ise 200.000´i aştığı tahmin edilmektedir. 1987 nüfus tespitine göre il çapında nüfusun doğum yerlerine göre dağılımı şöyledir: Nüfusun yüzde 19´u yerli, yüzde 34´ü yurtdışından gelenler, yüzde 13´ü Doğu-Güneydoğu kökenliler, yüzde 18´i Kafkasya kökenliler ve yüzde 9´u Karadenizlilerdir.
Kurulan sanayi tesisleri nedeniyle, 1970´li yıllardan başlayarak Doğu Anadolu´dan büyük bir göçmen akınına uğrayan Bursa, özelikle son on beş yılda, Gürsü ile Görükle´ye dek gecekondularla adeta birleşmiştir. Ovada ise kent, Demirtaş´a kadar, sanayi tesisleri ve plansız yapılarla dolmuştur. 1967 yılında Bursa´da 13.684 gecekondu bulunuyordu. Gecekondu önleme bölgesi olarak, Ucuzmesken (Ertuğrulgazi) de yapılan toplu konutlar, gecekonduların yapımını engelleyememiş olup kent plansız şekilde gelişmesini sürdürmüştür. 1984 yılında ise Bursa´da bulunan 155 bin konuttan 90 bini ruhsatsızdı. Özellikle Bursa merkez başta olmak üzere, İnegöl, Gemlik, Orhangazi, M. Kemalpaşa büyük ölçüde; Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve Karadeniz yöresinden gelen göçmen akınına uğramıştır. Bursa´nın gecekondu semtleri hemen tümüyle bu bölgelerden gelen göçmenler ile dolmuştur. Bu yörelerden gelen göçmenler, son yıllarda köylerde bile yerleşmeye ve yeni yeni köyler kurmaya başlamışlardır.
1989 yılında da büyük göçte Bursa´ya çok sayıda Bulgaristan göçmeni Türk ve Pomak yerleşmiştir. Gelen bu göçmenler için Orhangazi, Kestel ve Bursa başta olmak üzere çok sayıda toplu konut yapılmıştır. Ancak son 10 yılda Bursa´ya gelen göçler azalmıştır.
Thrak kökenli bir sehir Bursa kimin şehri?
Bursa ve civarına önceleri Bithynia denilmekteydi. Uludağ'ın güneyi ile batısı ise Mysia adıyla anılmaktaydı. Bursa bölgesinde yaşayan Bithynia'lılar, Thrak kökenliydi. Asya ile Avrupa'nın geçiş yeri üzerinde bulunduğundan, çok farklı halklar da bölgeye yerleşmişti.
Bithyn'lerden önce bölgede Bebryk'ler oturmuştu. Sonra da Mysi'ler gelmişti. Bithyn'ler, Thrak örf ve adetlerine bağlı oldukları için çoğu kez Asya Thrak'ları olarak anılmıştır. Kullandıkları dilin ise Thrakça olduğu belgelerden anlaşılıyor. Ancak, Yunan kolonilerinin etkisi ile Bithynia halkı da yavaş yavaş Yunanlaşmıştı. Bithyn'lerden önce, bölgede Bebryk, doğuda ise Mygdon dili konuşuluyordu. Batıda ise Mysia dili konuşulmaktaydı.
Bizanslıların 12. yüzyılda Bursa ve civarına çok sayıda Sırp ve Bulgar'ı iskân ettiği bilinmektedir. Osmanlılar bu bölgeye geldiklerinde, Bursa ve çevresinde çok değişik etnik gruplardan olmak üzere, Ortodoks Hıristiyanları bulmuştu.
Ayrıca şu gerçeği de ifade etmek gerekir ki, Osmanlılar Bursa'yı aldıklarında kent sadece hisar içinden ibaretti. Orhan Gazi şehri hisarın dışına çıkararak, surlar dışında bugünkü Bursa'nın çekirdeğini oluşturan yeni bir şehir kurmuştur. Okul, Hastane, Köprü, Aşevleri, Kervansaraylar, Hamamlar gibi kamu yapıları inşa edilmiş ve bunların çevrelerinde konut alanları yaratılarak bir yerleşme geleneği başlatılmak suretiyle bugünkü "Yeşil Bursa"nın temelleri atılmıştır.
Bizi Facede sosyal Medyada Takip edin.Pomaklar hakkinda her seyden an itibari ile Haberiniz olsun .. Pomakbülteni Haber Portalı.